Benzer
Karikatürler / Atila ÖZER |
|
|
Çeşitli ulusal ve uluslararası yarışmalarda bilinçli ya da bilinçsiz olarak benzer karikatürlerin çizildiği tartışmaları yapılmaktadır. Bunların son yıllarda ortaya çıkmasını internet ve iletişim araçlarının yaygınlaşması nedeniyle olduğunu düşünmekteyim. Geçtiğimiz günlerde arşivimde yaptığım bir araştırma sırasında gördüm ki bu tartışma son yıllarda değil, daha eskilerde de yapılmış. Konu ile ilgili rastladığım iki yazı aşağıdadır. Ayrıntılı bir araştırma yapılsa daha başka yazı ve haberlerin de bulunacağına inanıyorum. Bu başlı başına bir makale ya da tez konusu olabilir diye düşünüyorum. Araştırma konusu isteyenlere işte ipucu… |
"ÖZÜR DİLEME"
Birinci sayımızın 69 uncu sayfasında çıkan karikatürün, Merhum Cemal Nadir’in bir eserinden, arka plan değiştirilmek ve yerine başka bir resim konulmak suretiyle aynen kopye edilmiş olduğunu, kimi idarehanemize kadar zahmet edip söyleyen, kimi mektup yazarak bizi ikaz etmek
lütfunda bulunan zatlardan öğrendik. Bundan bir müddet evvel Aydede refikimizin sütunlarında yer bulan bir karikatürün de böyle bir intihal eseri olduğu anlaşılmıştı. Basın piyasamızda son zamanlarda sık sık görülmeye başlayan bu çirkin hareketi önlemek için hadiseyi izah ederek takdirini okurlarımıza bırakmaktan başka çare bulamadık. Evvelce basılmış her yazıyı, her resmi görmek ve ezberinde tutmak beşer takatini aşan bir kudrettir. Bununla beraber, Cemal Nadir merhumdan intihal edilen bir karikatürü sütunlarımıza geçirmek mevkiinde bırakıldığımız için muhterem okurlarımızdan özür dileriz.
KAHKAHA siyasi aylık mizah mecmuası / Aralık 1948, Yıl:1, Sayı:2 |
"PAYLAŞILAMAYAN KARİKATÜR!”
Bir sabah erkenden kalkmış, divana kurulmuş bir elimde kahve fincanı yudumluyor, bir elimde sabah gazetesi okumaya çalışıyordum… Gazetenin sayfalarını karıştırırken gözlerim faltaşı gibi açıldı. Bir de ne göreyim. Kanada’da uluslararası yapılan “Montreal Star” yarışmasında Türk Karikatüristi Erdoğan Özer birinci seçimli. İşin ilginç yanı ise yarışmada kazanan karikatür benim 28 Haziran 1962 yılında Akbabada çizmiş olduğum karikatürün aynısı.
Bir süre hayretten dona kaldım, elimdeki kahveyi bile bitiremeden soluğu sokakta aldım…Yolda rastladığım arkadaşlarıma durumu anlatarak hayretimi ifade ederken onların cevabı da beni çok hayretler içinde bırakıyordu…Zira bazı sanatçı arkadaşlarımda dahil olmak üzere “Evet o karikatürü Erdoğan Özer daha önce çizmişti.” diyorlardı… Oysa ben elimdeki Akbaba dergisini göstererek: “Nasıl olur karikatürü daha önce ben çizmiştim.” diye diretiyordum…
Uzatmayalım, aradan birkaç gün geçti. Tanıdıklardan ve bana hak verenlerden bir dostum durumu o günlerde Hürriyetin genel yayın müdürü olan Necati Zincirkıran beye nakletmiş ve benimle görüşmesini temin etmişti.
Yanına gittim. Olayı anlattım, o da bunu çok ilginç buldu. Resimler falan çektiler ve güzel bir yazı hazırladılar. Yanılmıyorsam bu yazı 2 Eylül 1966 tarihli Yeni Gazete’de (Sanat çevresinde büyük skandal ) başlığı ile yayınlandı…Bu ilginç yazıda olay, bütün detayları ile ve resimleri ile belirtilerek “Erdoğan Özer’in Burhan Solukçu’nun karikatürünü kopya ederek birinci seçildiği iddia ediliyor…” şeklinde kamu oyuna duyuruluyordu…
Aradan gene kısa bir süre geçmişti. Bir sabah çalıştığım dergiden içeriye adımımı atarken Cafer Zorlu:” işte Burhan geldi.” diye bağırdı. Meğer Erdoğan Özer, çok erken saatlerde dergiye gelmiş ve beni bekliyormuş. Aziz Nesin ağabeyin yayınladığı Zübük gazetesinin bir çok eski sayılarını da beraberinde getirmişti. Kısa bir tereddüt anı geçirdikten sonra tartışma konusu olan karikatürün daha önce Zübük gazetesinde yayınlanmış olduğunu bana göstererek, işin bir kopyacılık olmadığını
ispat etti…Bu durum karşısında çok mahçup oldum…Esasen ne yapabilirdim?...Artık olan olmuştu.. Ben de bu suretle büyük bir hata işlemiştim..
Kendisine aynı gazeteye giderek durumu tavzih ettirmesini tavsiye ettim. Ertesi gün Yeni Gazete’de “Erdoğan Özer’in bu karikatürü daha önce Zübük gazetesinde yayınlanmış olduğu yazıldı.” ve durum bu suretle düzelmiş oldu. Ne var ki bir hata yaparak bir arkadaşın başarısına gölge düşürmüş oluyordum…
Ama durun, durun dahası var… Aynı gün Turhan Selçuk bana telefon ederek daha evvel o karikatürü kendisinin çizdiğini, ancak Erdoğan Özer’le bir polemiğe girmek istemediğinden ses çıkarmadığını bildirdi..
Meğer ne de çok kişi çizmiş şu karikatürü..
(Burhan Solukçu’nun anısı / Nasrettin Hoca’nın Torunları, Ayhan
Yetkiner, İstanbul – 1973) |
|