|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
29th Nasreddin Hodja
2009 and Gatto...
|
|
|
Dear Sirs,
I consider very serious permit and publish (Don Quichotte site) a personal attack, so violent towards me.
I do not understand the reason for this nastiness.
I can explain the birth and history of all my works,
but I will not.
I will not stoop to this level vulgar.
In my career as a painter, I have received over 250 awards around the world.
I am convinced that I must prove my worth to anyone.
Still less to the gentleman Pena-Pai.
I am incredulous and bitter.
Dear Sirs
Unfortunately, once again, I must defend myself from those who accuse me of copying cartoon of other colleagues.
I say immediately that this offends me.
Work and in life I consider myself honest.
You may believe this or not. The truth does not change.
Regarding my cartoon that won the 29th Nasreddin Hodja,I want to ask those who accuse me - he has never heard Sebastian Brant?
-. I think that few people know this writer in 1494 wrote the book "THE SHIP OF FOOLS"
(there are beautiful engravings of Durer).
In the Middle Ages to be "crazy" meant to be "sinners",then "guilty", only the divine forgiveness could free them.
But I still wonder: - because you are always sure that all spend time looking at catalogs for ideas of others? -. I enjoy more than
studying. |
Now, I know that the problem of plagiarism exists (I repeat many
times), but I wait to read your excuses for what I'm concerned.
Sincerely,Alessandro Gatto |
|
|
TAY Yayınları Logosu
ve Saint-Lô
Flama/Bayrağı...
|
|
TAY Yayınları Logosu Nereden Çalıntı İdi - 1 |
Çizgiroman
meraklıları gayet iyi bilirler, 1970'lerden 1990'ların
başına kadar Türkiye'de çizgiroman sektörünün
lokomotif yayınevi Tay Yayınları'ydı..
Sezen Yalçıner'in sahipliği ve Yazı İşleri
Müdürlüğü'nde kurulan Tay, ilk olarak (ilerki bir yazımda
detaylarıyla bahsetmeyi umduğum) İtalyan esseGesse
üçlüsünün 'Tom Braks' başlığını yayınlamıştı..
Konusu Vahşi Batı'da geçen hikayede kılık değiştirme
konusunda çok maharetli, seri tabanca kullanabilen ancak güleryüzlü
bir kovboydur Tom Braks. Gerçi kankaları Tonton ve Baron ile
birlikte maceralar yaşan kovboyun ismi ülkemizde Tom Braks
yapılmıştır. Yoksa İtalya'daki orijinal
yayın ismi 'Alan Mistero'dur.. |
|
|
Tay
Yayınları, Tom Braks'ın ardından ülkemizde de
bir çizgiroman efsanesine dönüşen 'Zagor'u ve onun ardından
da (1951'de Alaattin Kral'ın sahibi olduğu Kral
Ofset'inin meşhur ettiği bir başka Vahşi Batı
kovboyu olan) 'Pekos Bill'i okurlarıyla buluşturmuştur..
Duran Ofset Matbaasında basılan Tay Yayınları'nın
haftalık çizgiroman mecmuaları (o dönemde dergilere bu
isim veriliyordu) genelde 64'er sayfa ve her biri 125'er kuruştu.
Çünkü o tarihlerde ülkemiz ne yüksek enflasyonla, ne de sayfa
sayısı azaltılarak maliyet/kazanç dengesinin
kurulma yöntemleriyle henüz pek tanışmamıştı..
İtalya'da yayınlanırken basılan orijinal kapakları, Tom Braks'ın Tay versiyonunda 'bize özel' hale getiriliyordu. Yeniden tasarlanan ve western filmlerinden ve yıldızlarından enstantaneler taşıyan yeni Tom Braks kapaklarını Yücel Köksal çiziyordu.. |
|
Bu nedenle de Tom Braks'ın ilk birkaç sayısı hariç, kapaklarda mecmuanın baş kahramanının (veya kankalarının) hiçbir figürü yer almayacaktı.. (Yeniden çizilen ve Tom Braks'ın kendisinin hiç yer almadığı bu kapaklarda Clint Easwood'u veya Cüneyt Arkın'ı görmek işten bile değildi..)
Bu arada 47. sayıya değin yayınevinin adı bile yoktu ve 'Sezen Yalçıner'in yayınevi' henüz Tay Yayınları adını almamıştı.. Tay Yayınları, 1969'da yayına başlattığı Tom Braks'ın ilk 46 sayısı boyunca mecmualarında Sezen Bey'in ismi, yayınevinin adresi ve dergilerin basıldığı yer hariç hiçbir yazılı ve görselliğe yer vermedi.. (Tabii okurları arasında yapılan çekilişler ve yeni çizgiroman serilerinin tanıtım sayfaları hariç..)
Yine bu tarihlerde başlayan ve benim 'dolgu çizgiromanı' adını verdiğim türden az sayfalı bir başka western çizgiromanı da Tom Braks'ın arka sayfalarında yayına başlatılmıştı. Üstelik de bu dolgu çizgiroman, kullanılan isminden bile mecmuasına dahil olduğu Tom Braks'a öykünüyordu:
'Tom Braks'ın Oğlu Tom Billy'..)
Ancak yayınevi, Tom Braks'ın 4 Mayıs 1970 tarihinde yayınlanan 47. sayısında tarihe mal olacak güzellikte 'logosunu' devreye sokacaktı..
Bu logo, Tay Yayınları imzasıyla 47. sayının arka kapak içinde çıkan açıklayıcı metinde şöyle anlatıldı:
"Sizlere yeni ve nefis mecmualar hazırladığımızı biliyorsunuz. Karşınıza mutlaka beğeneceğiniz en güzel mecmualarla çıkabilmek için bugünlerde hummalı ve titiz bir faaliyet içindeyiz. Bu arada yeni mecmualarımızla birlikte neşriyatımızın tümüne; diğer neşriyatlardan ayırt edilebilmesi için bir isim vermek ve bir amblem seçmek lüzumunu hissettik.
Amblem ve isim olarak; dünyadaki mahlukların en sevimlisi, en cana yakını ve hareketlisi olan TAY'ı seçtik: TAY YAYINLARI...
Bu ismi ve arka sayfada gördüğünüz amblemimizi beğeneceğinizi ümit ediyoruz.
Sevgili okuyucularımız bu ambleme güveniniz. Sizlere burada açıkça söz veriyoruz!
TAY YAYINLARI... daima yeniliklerin ve daha mükemmelin peşinde koşacaktır.
TAY YAYINLARI... elinize her zaman en iyi, en güzel ve en kaliteli mecmuayı verecektir.
TAY YAYINLARI.. okuyucularının zevkine ve arzularına saygı gösterecek ve bu yolda hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacaktır.
Günleriniz mutlu ve başarılarla dolu olsun sevgili okuyucularımız..." |
|
*
* *
Tay Yayınları henüz ikinci serisi olan (ve ilk kez 1962'de Tay'dan önceki en büyük çizgiroman yayıncısı olan Ceylan Yayınları'nın kısa bir dönem çıkardığı)
'Zagor'u yayınlamaya başlamadan belirlenen bu yayınevi ismi ve logo, Tay Yayınları'nı okurlarının gözünde daha belirgin ve özel bir konuma taşımıştı..
Tay'ın yeni logosunda kırmızı zemin üzerinde, arka ayaklarının üstünde şaha kalkmış beyaz bir at figürü yer alıyordu..
At (daha doğrusu, Tay Yayınları'na göre, 'tay') figürlü kırmızı zeminin hemen üst kısmında ise mavi şerit içinde sarı renkli 3 adet süsleme deseni bulunmaktaydı..
Ve Tay Yayınları'nın 1970'in sonuna doğru 'Zagor' sayılarından birinde yaptığı açıklamaya göre, bu logo ve isim, yayınevinin tüm serilerini fanatiklik düzeyinde takip eden bir okuyucu tarafından önerilmişti..
Ve Tay'ın sahibi Sezen Bey, okurlardan gelen pek çok benzeri önerinin arasından, kırmızı zemin üzerinde şaha kalkmış olan bu beyaz at figürünü beğenmiş ve seçmişti..
Peki, gerçekte durum böyle miydi?..
Yani gerçekten de Tay Yayınları'nın meşhur logosunu bir okuyucu mu önermişti?..
İstanbul'da iken tanıştığım Sezen Bey bu konuda ısrarlıydı ve iddiasına göre, logo bir okuyucusu tarafından teklif olarak kendisine sunulmuştu..
Ancak açıkcası ben, çizgiroman tarihine meraklı ve bu konuda ansiklopedi yazmış biri olarak işin bu kısmıyla pek ilgili değilim.. Sezen Bey öyle diyorsa, öyledir, der geçerim..
Benim ilgilendiğim ve yıllardır, "Darkwood Sakinleri'nin yayınına bir daha başlarsam, onun sayfalarında yazarım," diyerek ertelediğim konu başka.. (Bilmeyenler için not:
'Darkwood Sakinleri Çizgiroman Kültürü Dergisi', benim 1994-2002 yılları arasında yayınladığım ve Yayın Yönetmenliği'ni üstlendiğim periyodsuz çıkan ve ismiyle musemma bir dergidir..)
Çünkü Tay Yayınları'nın 4 Mayıs 1970'te ilk kez kullandığı ünlü logosu, aslında çalıntı bir logodur..
Umarım ülkemizin varolan ve varolacak 'çizgiroman kültürü' heybesine önemli katkılar sağlamış biri olarak, bu tarihi gerçeğin ifşasını kendi dergim olan
'Darkwood Sakinleri'nde yayınlamayı hayal ederek yıllardır saklamamı mazur görür ve yarınki yazımda detaylarıyla anlatacağım ve resmen belgeleyeceğim bu 'çalıntılama' olayına ilgi gösterirsiniz..
------
TAY Yayınları Logosu Nereden Çalıntı İdi - 2
Sonuçta Mavi Didim okurlarının ancak kısıtlı bir kısmı 'Dokuzuncu Sanat Çizgiroman' ile haşır neşir olduğundan ve ilgi beslediğinden, son yazımla ilgili henüz yeterince geri dönüş alamadım..
Ancak yine de dünkü yazım ve içeriği gerek İstanbul'da olup da yazılarımı takip eden, gerekse diğer illerde yaşayan bazı çizgiroman severler arasında adeta infial yarattı..
Bazı arkadaşlar okuduklarına inanamadıklarını söylediler ve (aralarında o yönümü bilenler olduğu için) şaka yaptığımı sananlar bile çıktı..
Ama bu ne bir şaka, ne de ona benzer birşey..
Tay Yayınları'nın ilk kez haftalık periyodlu 'Tom Braks' serisinin 4 Mayıs 1970 tarihli 47. sayısında kullandığı logo çalıntı bir logodur..
Gerçi logo, Tay adına kullanılmadan önce bir miktar tadilata da uğramıştır, ancak yazımın içinde kullanılan görsel malzemelerden de anlayacağınız gibi ortada bir 'fikir hırsızlığı' mevcuttur..
Yıllar yılı Tay Yayınları'nın sahipliğini üstlenen Sezen Bey'in veya yayınevi yetkililerinin bu durumdan ne kadar haberdar ve bu çalıntılama ile ne kadar ilgili olduklarını elbette ki bilemiyorum..
Belki de bu çalıntılamanın tüm vebali logoyu yıllar önce Tay'a öneren okura aittir..
Bu tespiti ve 'enselemeyi' yaklaşık 5 sene önce, Didim'e yerleştikten hemen sonra yapmıştım..
Yazımın içinde gördüğünüz ve Tay Yayınları'nın logosunun neredeyse tıpkısının aynısı olan logo, Fransa'nın kuzeybatısındaki Normandiya bölgesinde yer alan,
Saint-Lô adlı bir kasabanın bayrağıdır ve yüzyıllardır bu kasabada dalgalanmaktadır..
(Saint-Lô'nun armasını ve Tay'ın logosunu birlikte incelerseniz; Tay'ın,
XV. yüzyıldan kalma Saint-Lô armasında bazı ufak oynamalar yaptığını ayırt edebilirsiniz. Mesela Tay, logosunu şekillendirirken atın boynuzunu ve arka ayaklarını rötuşlamış.. Ancak hem armanın şeklini, hem de renk kombinasyonu ile mavi zemin üstündeki sarı desenleri aynen almış.. Hoş, aslında bu detayla ilgili zamanında kendi kendime minik bir yanıltmaca oyunu da oynamıştım, şimdi hatırladım. Yazıdığım 'Çizgiroman Ansiklopesi'ni 2003'te tamamlarken, Tay Yayınları maddesinde, Tay'ın logosu öyle olmadığı halde
'tekboynuzlu at figürü' demiştim.. Hiçbir 'çokbilmiş çizgiroman sever' de çıkıp, "Yahu Tay'ın logosundaki at, tekboyznuzlu değil ki, bu nereden çıktı şimdi," diye sormamıştı.. Halbuki ben biri yakalar da sorar ve ben de bu keşfimi 'ukalaca' ifşa etme fırsatı bulurum diye umuyordum.. Herhalde tüm 'çokbilmişler' ıskalamış..)
'Asteriks' okuyanlar çok iyi bilir, bu bölge tarihte Galya ismiyle anılmaktadır.. (Dileyen meraklı okurlar internetteki
http://fr.wikipedia.org/wiki/Saint-L%C3%B4 linkinden sevimli
Saint-Lô kasabası hakkında daha fazla bilgiye de ulaşabilirler..
22 yıl boyunca Fransa tahtında kalan Kral 11. Louis tarafından çizdirilen ve krala olan bağlılıklarından dolayı
Saint-Lô'ya armağan edilen (ve 1970 yılında Tay Yayınları'nın logo seçtiği) bu arma ve üzerindeki 'boynuzlu at' figürü,
XV. yüzyıldan beri kasabanın sembolü durumundadır..
Aynı zamanda bir 'hanedan arması' da olan bu sembol, aslında Saint
Mary, yani Meryem Ana'nın saflığını temsil etmektedir..
Bundan dolayı da Saint-Lô'da kentin çeşitli yerlerine yapılmış boynuzlu at heykelleri öne çıkmaktadır..
Bildiğiniz gibi, tekboynuzlu at mitolojik bir semboldür.. Genelde bembeyaz rengi olan bu atın kafasının ortasından düz bir kemik-boynuz çıkar..
Mitolojide tekboynuzluların saf ve masum olduğuna, kanını içen kişiyi ölümsüz kıldığına, ancak yine bu nedenle onları öldürmenin kişiye lanet getireceğine inanılan efsanevi bir hayvandır.. Üstelik mitolojiye göre, tekboynuzlular sadece ve sadece bakire kızlara yaklaşırlar ve yakalanmaları da ancak bu şekilde tuzak kurulmasıyla mümkündür..
Latince ismi olan Unicorn, 'bir-tek' anlamına gelen 'uni' ve 'boynuz' anlamına gelen
'cornus' sözcüklerinden türemiştir..
Günümüz dünyasında hemen herkes tekboynuzların gerçekte yaşamadığını bilse de, gerek İlkel Çağ'da, gerekse Orta Çağ'da yaşayan insanlar
'unicornların' yaşadığına inanmaktaydı..
Mesela M.Ö. V. yüzyılda yaşamış bir Yunan filozofunun yazdığı kitapta, tekboynuzluların vatanının Hindistan olduğu iddia edilmiştir.. Ayrıca İncil'de dahi tekboynuzlu atlardan bahsedildiği söylenmektedir..
İşte Saint-Lô da, krala bağlılığından dolayı mitolojideki bu efsanevi at figürünü, kentin sembolü olarak almıştır..
Ancak bu sembol anlaşılan kente pek uğur getirmemiştir..
Zira tarih boyunca Saint-Lô önemli bir ticaret merkezi konumunda olmuştur.. Bu nedenle de tarih boyunca başta İngilizler tarafından olmak üzere pek çok istilaya uğramıştır..
Saint-Lô; önce vikingler ve sonra da efsanevi İngiliz Kralı 1. Şarlman'ın saldırısına maruz kalmış ve Fransa-İngiltere arasında yapılan 100 Yıl Savaşları'nın en ateşli günlerine de kısmen de olsa ev sahipliği yapmıştır..
İkinci Dünya Savaşı esnasında, 6-7 Haziran 1944'te ağır bir bombardıman geçiren ve adeta yerle bir olan
Saint-Lô kasabasının o tarihteki nüfusu 6.000'e kadar düşmüştür.. Alman 'panzerlerinden' Rommel'in yolu da bir ara
Saint-Lô'dan geçmiştir..
Kaldı ki, ünlü Normandiya Çıkartması da kasabanın hemen ensesinin dibinde cereyan etmiştir..
Bu dev savaşın ardından tamamen yıkılan kent 1950'lerden itibaren yeniden kurulmuş ve inşa edilmiştir..
* * *
Peki, "20-25.000 nüfuslu Saint-Lô kasabasının yüzyıllardır kullandığı flama/bayrak nasıl olmuş da Tay Yayınları'nın logosu olmuş," diyeceksiniz..
Hemen aktarayım, zira yaptığım araştırmalar neticesinde bu soru için şöyle bir çözümleme yapısı ortaya çıktı..
Tay Yayınları henüz beyaz atlı logoya sahiplenmeden 5 yıl kadar önce, 1966'da Fransa'da
Saint-Lô kasabasının tarihsel önemini öne çıkartan bir pul serisi basılmış..
Bu pul serisine ait henüz görsel bir ipucu bulamadım, yani pulların fotoğrafları elimde yok..
Ancak internette bulduğum bir sitede, Saint-Lô kasabasına ithaf edilen bu pul serisinden bahsediliyor..
Bu pul serisi ve dolayısıyla bu arma, 1970 yılında ya Tay Yayınlarının, ya da logoyu onlara öneren okurun eline geçmiş anlaşılan..
Nasıl olsa kimse bu pul serisinden ve Avrupa'nın göbeğindeki o zaman için 10.000 nüfuslu bu kasabanın armasından haberdar olamazdı.. Ta ki 2000'lerin başında bayrak, flama ve arma konusunda amatörce uğraşarak koleksiyon yapan bana denk gelinceye kadar..
Eğer pul koleksiyonerliğiyle uğraşan birileri çıkar da,
Saint-Lô'nun hanedan armasının (ve tabii Tay Yayınları'nın logosunun) pullara basılmış versiyonlarını da bize bulur yollarsa çok sevinirim..
İşte Tay Yayınları'nın Xv. yüzyıldan günümüze uzanan ünlü logosunun arka planının hikayesi.. |
Monday,April27,2009 9:19:53PM /
"mavi didim
gazetesi"hakanalpin |
|
|
Uluslararası Akdeniz Karikatür Yarışması-2008 Jürisinin Açıklamasıdır...
|
|
|
Akdeniz Karikatür Yarışması 2008 ödül iptaline tepki...
|
Ali Bulca'nın iptal edilen ödülü hakkında;
25.05.2008 tarihinde toplanan derneğimizin yönetim kurulu, son günlerde karikatür gündemini meşgul eden 'Akdeniz karikatür yarışması'nın ödül iptal kararı hakkında bir açıklama yapma kararı almıştır.
Bildiğiniz üzere, önemli bir karikatür yarışmasının jürisinde yer alan karikatür dünyamızın değerli sanatçıları, kendi seçtikleri 1. ve 2.lik ödülü alan iki karikatürün benzerlik taşımasını, kopya iması ile yine kendi kararları ile iptal etmişlerdir. İlk olarak ciddi bir kuruma yakışmayan bu davranışı, Anadolu Karikatürcüler Derneği olarak şiddetle kınadığımızı açıklamakta fayda görüyoruz.
Hiç bir yarışma jürisinin, kendi hatalarını düzeltmek adına, insanları töhmet altında bırakacak açıklamalar yaparak, kamu oyunda yanlış bir bilinç yaratma hakkı olmadığına inanıyoruz. Özellikle konu 'kopya karikatür' gibi ucu açık ve hassas bir konuysa, biliyoruz ki günümüz iletişim dünyasında insanlara atılan çamurların izinin temizlenmesi, o çamuru atmak kadar kolay değildir.
Sonuç olarak, bu gibi durumların ülkemizde bir kez daha yaşanmaması adına, yarışmalarda görev alan tüm jüri üyelerini, aldıkları kararların arkasında durabilecek kadar dikkatli çalışmaya davet ediyor, yaptıkları görevin ne kadar önem arzettiğini bir kez daha vurgulamak istiyoruz.
Üyemiz Ali Bulca'nın sonuna kadar arkasında olduğumuzu, kendisinin başarılarına yenilerini ekleyerek karikatür hayatına devam edeceğini ve geçen zamanın yapılan bu büyük haksızlığı gözler önüne sereceğine olan inancımızı tüm karikatür camiasıyla paylaşırız.
Sevgi ve saygılarımızla...
Anadolu Karikatürcüler Derneği Yönetim Kurulu
|
|
Şırnak
Uludere'den Kazım Helvacı ve Benzer Karikatürler
Üzerine...
|
Merhabalar..
Ben Şırnak-Uludere'de F.S.M.
İlköğretim Okulunda görev
yapmaktayım... |
|
Öncelikle
İzoder'in yapmış olduğu hatadan
dolayı başlatmış olduğunuz
imza kampanyasından ötürü teşekkürlerimi
sunuyorum.
2006 yılında İzoder'in açmış
olduğu karikatür yarışmasına
katılmıştım. Dereceye giremedim.
2008 yılında da benim eserimden
etkilendiği iddia edilen Musa Bey 2. oldu.
ASIL ÜZÜCÜ OLAN VE ETKİLEYEN ŞU;
2006 YILINDAKİ AYNI ESERİMLE, BEN 2008
YILINDA DA İZODER'İN AÇMIŞ OLDUĞU
YARIŞMAYA KATILDIM. MUSA BEYLE AYNI ANDA
YARIŞMAYA KATILMAMIZA RAĞMEN BEN DERECEYE
GİREMEDİM. BEN ŞIRNAK/ULUDERE' DE 5
YILDIR ÖĞRETMENLİK YAPIYORUM. BİR
RESİM KALEMİ DAHİ
BULAMIYORUM.RESİM KAĞIDI ALABİLMEK
İÇİN UZUN Bİ YÜRÜYÜŞTEN SONRA
DEFALARCA AKTARMA YAPARAK DİYARBAKIR'A
GİTMEM GEREK. VE ÖĞRENCİLERİME
EMEĞE SAYGIYI ÖĞRETEBİLMEM
İÇİN HAKKIMI ARAMAK ZORUNDAYIM.. |
Bu konuda emeği geçen,imza kampanyasına
katılan herkese sonsuz
şükranlarımı sunuyorum.
Uzun bir süre de karikatür çizmeyi
düşünmüyorum.
SAYGILARIMLA, Kazım HELVACI
|
03 Ocak 2009 Cumartesi 13:16 Şırnak-Uludere /
Kazım HELVACI
|
|
Karikatürcü
Musa GÜMÜŞ'ten Örnek Davranış... |
|
Değerli Grup üyesi karikatürcü arkadaşlarım,
İzoder’in Sayın Yetkilileri, İ zoder karikatür yarışmasının değerli jüri üyeleri ve tüm kamuoyu. |
|
Son günlerde benzer iki karikatürle İZODER Yarışmasından ödüller aldığım iddiaları sanırım büyük çoğunluğunuzun malumudur . Bu konu üzerinde bu açıklamayı yapmayı gerekli görüyorum.
Özel ödül alan ”Beni Yalıt” isimli karikatürümü başka bir arkadaşımız da bulmuş,çizmiş ve yarışmaya göndermiştir.Benim o karikatürü görmem,aynı şekilde o arkadaşımızın da benim karikatürümü görmesi mümkün değildir.Ancak yayınlanan albümde görmüş olduk.Yapılan jüri değerlendirmesinde benim karikatürümün ödüllendirilmesi diğer arkadaşımızın karikatürünün ise albüme
alınması söz
konusu olmuştur.Saygın ve usta karikatürcülerden oluşan jürinin vermiş olduğu bu kararın gerekçesini bilmiyorum.Benimkini tercih ettiklerine göre kendilerince haklı sebepleri olması-
ör.anla alan ve “bacadan para tüten |
”karikatürümün bir benzeri ise Kazım HELVACI adlı bir karikatürcü arkadaşımız tarafından çizilmiş ve 2006 İzoder albümünde yayınlanmıştır.
Ben bu karikatürü daha önce görmedim( benzer olarak nitelendirilen birçok karikatürümün benzerlerini de daha önce hiç görmediğim gibi )Ama şu bir gerçek ki benim karikatürümle Kazım’ın karikatürü birbirine
benziyor.Burada yine jürinin değerlendirme kriteri devreye girmektedir.
Acaba niçin İkincilik Ödülü verdiler?Bu konuda şu ana kadar
yapılan bir açıklama olmamıştır.Bir olasılık,2006 albümündeki karikatürü,değerlendirme sırasında hatırlayamamış olabilirler.
Sonuçta,kriter veya değerlendirmeler ne olursa olsun bu benzerlik durumu herkesi olduğu kadar beni de aşırı rahatsız etmiş ve hiç hak etmediğim bazı imalara ve suçlamalara sebebiyet vermiştir.
Ben de dahil hiçbir karikatürcü arkadaşımız emek hırsızı olamaz ve haksız kazanç peşinde değilizdir.
Benzerliklerin tamamen tesadüf olduğunu bir kez daha söylüyorum.Dünyada günde belki de yüzbinlerce karikatür üretiliyor.Bunların tümünün birbirinden farklı olması mümkün
mü? Mutlaka benzerlikler olur.
Sözü fazla uzatmaya gerek yok.
İzoder Karikatür Yarışmasından kazanmış olduğum 2 ödülden de feragat etmeye karar vermiş bulunuyorum.Ödülleri( 2 plaket,2000 YTL ve Kalem) en kısa zamanda muhtemelen yılbaşından sonra İzoder’e iade edeceğim.
Son olarak değerli karikatürcülerden bir dileğim var.İZODER ciddi bir yarışma yapıyor.En azından basmış oldukları albüm karikatür sanatı açısından bir kazançtır.Boykota gerek olmadığını düşünüyorum.
Herkese saygı ve sevgilerimi sunarım.Tuesday, December 30, 2008 7:57 PM /
Musa GÜMÜŞ
|
|
The 2nd
International Manisa - Mesir Cartoon Contest,Turkey Similar Cartoons...
|
The declaration and final decision of the jury:
Dear Cartoonists,
Unfortunately our short list was not formed of completely fresh works.
During the selection, some cartoons with excellent graphics did not get points from the majority of the jury members, because of their very abstract ideas.
Some works with good contents were eliminated because of their insufficient techniques.
In the end, some works even with their successful graphics and ideas, couldn’t get any award, because of their pessimistic messages.
The 13th paragraph of the rules of the contest was as below:
“Jury will meet on February 9th, 2009 and on the same day; the winner cartoons will be declared and will be published on the Internet. The results will become definite on the 20th of February 2008. Other objections to decisions of the jury will not be accepted.”
The aim of this article is to state that the jury can cancel a prize if there are serious denunciations of similarities with some previous works.
Because of this article, we waited until today to answer the discussions about the results of our contest. This decision is definite.
After the first announcement of the results, we have received some warnings by the internet with the examples. We thank all the people who have helped us.
Our members have followed the process, have checked the examples and after the correspondences, they come to this decision:
“1- For the cartoon which was selected the third, although the elements of the cartoon are similar to another cartoon, the events and the messages are clearly different. In the other cartoon, a malicious child is playing happily, but in our candidate cartoon the child’s occupation is in vain.
2- Whereas, the cartoon which was selected the second, is seriously similar to the other example.The sign @ has been transformed by both of the artists into a wall which is the only and the common humor material of the two cartoons. (Even though in the wall the actions of each cartoon are different.)
Because of this, our jury decided to cancel the second prize. This cancellation is neither an accusation of plagiarism nor should be perceived as a punishment.
We understood later that the idea of this cartoon was not a new invention; we must show respect to the spirit of the contests and to the rights of priority.
This decision is the result of unwanted chancy similarity in cartoons.
We are sure and that Mr. Sergey Sichenko had no bad intentions and he will understand this situation.
We thank him for taking part in our contest. “
The final result: 1st Prize : Rumen Dragostinov-Bulgaria, 3rd Prize : Jaksa Vlahovic- Serbia, 2nd Prize is cancelled by the
jury.
Jury Members:
Tonguc Yasar-Turkey, Natasa S. Kostovska-Macedonia, Grzegorz Szumowski-Poland, Javad Alizadeh-Iran, Eray Ozbek-Turkey, Cem
Koc-Turkey.
|
2nci
Uluslararası Manisa-Mesir Karikatür Yarışması'nda
İptal Karikatürler/similar-Cancelled Cartoons...
|
|
Jürinin açıklaması ve son kararı:
Sayın Karikatürcüler,
Ne yazık ki, yarışmamızda kazanan karikatürler, tümüyle taze eserlerden oluşamadı.
Seçimler sırasında, mükemmel grafikleri olan, bazı eserler, çok soyut fikirleri dolayısı ile jüri çoğunluğundan puan alamadılar.
Bazı iyi içerikliler de yetersiz teknikleri yüzünden elendiler.
En sonda, hem grafikleri, hem de fikirleri ile başarılı bazı eserler de, bu kez kötümser mesajları yüzünden ödül alamadılar.
Şartnamenin 13üncü paragrafı şöyleydi:
“ Seçici kurul, 09 Şubat 2009 Pazartesi günü toplanacak ve uygun görülen eserler aynı gün duyurularak, internette yayınlanacaktır. Sonuç 20 Şubat 2009 da kesinleşecektir. Kurulun kararına başkaca itiraz edilemez.”
Bu maddenin amacı, ciddi benzerlik ihbarları olursa, jüriye, bir ödülün iptal edilebilmesi olanağını tanımak idi. Bu madde gereğince, yarışmamız sonuçları hakkındaki tartışmaları yanıtlamak için bugünü bekledik. Bu karar kesindir.
İlk sonuçların açıklanmasından sonra, internetten ve örneklerle bazı uyarılar aldık. Bize yardımcı olan herkese teşekkür ederiz.
Üyelerimiz gelişmeleri izlediler, örnekleri incelediler ve yazışmalardan sonra şu karara vardılar:
“ 1- Üçüncü seçilen karikatür için, öğeler benzerdir ancak olay ve mesaj açıkça farklıdır. Öteki karikatürde, habis bir çocuk neşe ile oynarken, aday karikatürümüzdeki çocuk, umutsuz bir uğraş içindedir.
2- Halbuki, ikinci seçilen karikatür diğer örnekle ciddi surette benzeşmektedir. @ işareti,
her iki sanatçı tarafından duvar haline getirilmiştir. Tek ve ortak mizah malzemesi budur. (Duvarın içindeki eylemler farklı olsa da.)
Bu yüzden jürimiz,
ikinci ödülü iptal etmeye karar vermiştir. Bu iptal, asla bir çalıntı suçlaması ya da bir ceza olarak algılanmamalıdır.
Bu fikrin yeni bir buluş olmadığını sonradan anladık. Yarışmaların ruhuna ve öncelik hakkına saygı göstermek zorundayız. Bu karar bunların ve arzu edilmeyen rizikolu benzerliklerin sonucudur.
İnanıyoruz ki kötü bir niyeti olmadığına inandığımız Mr. Sergey Sichenko da bunu anlayışla karşılayacaktır. Yarışmamıza katıldığı için kendisine teşekkür ederiz.”
Son Karar:
1inci Ödül: Rumen Dragostinov-Bulgaristan,
3üncü ödül: Jaksa Vlahovic- Sırbistan,(2nci Ödül, Jüri tarafından iptal edilmiştir.)
Jüri üyeleri: Tonguç Yaşar-Türkiye, Natasa S.Kostovska-Makedonya, Grzegorz Szumowski-Polonya, Javad
Alizadeh-İran, Eray Özbek-Türkiye, Cem Koç-Türkiye.
|
|
|
Humorest
2008 Hradec Králové - Czech rep. Thema – "2"
I have this foto in my arshive.Im in wrong Bartak? 1.
Prize: Miroslav Bartak (Czech rep.)
Source:
rahimcartoon
|
|
|
|
|
|
Another similarity about newspaper and shield from Bahman Jalali
After announcing a news about just a similarity between two cartoons a few days ago, Bernard Bouton, French great cartoonist, sent us an email attaching another similar cartoon by Bahman Jalali. Below are the three similar cartoons.
That is worth mentioning reflecting similar cartoons doesn't mean someone has copied from the other one. So let's not
misunderstand.
|
Source:tabrizcartoons
|
|
|
Son yıllarda taklit karikatür-benzer karikatür tartışmaları devam ede dursun, bu konuda örneklerde devam ediyor.. Bu seferki çocuklar arası ve bir çocuğun etkilenmesi gayet doğal.. Hatta taklit etmesi de.. Buraya kadar her
şey normal ama ödüllendirince pek normal değil..
hürriyet gazetesi 23 nisan çocuklar arası karikatür yarışması`nda Kocaeli`den bir çocuk öğrencinin çizdiği karikatür Penguen dergisinden Erdil Yaşaroğlu`nun karikatürüdür.. Hatta belli ki bakarak çizilmiş.. Örnekleri
yan yana koyunca bu anlaşılıyor.. Ama bundan da ilginci çocuklar arası bir yarışmada jüride hiç bir çizerin olmaması.. Jüri, Hürriyet yazı
işlerinden oluşturulmuş.. Bu da olur ama en azından gazeteden bir çizer olamaz mıydı??.. İşte olmayınca bu sonuç çıkıyor ve dergiden alıntı bir karikatürün tekrar çizimi ödüllendiriliyor.. Şimdi gerçekten yetenekli olduğu belli olan çocuk çizer ödüllendirilmiş mi yoksa cezalandırılmış mı oluyor? Çocuklar ve karikatür eğitimi konusunda kafa yoran birisi olarak buna karar veremedim..
|
kaynak:usakuni
|
|
"Savaşa Hayır"8.Uluslararası
Tebriz Karikatür Yarışması'ndan
İptal Karikatür
|
"No War" 8th Tabriz International Cartoon Contest
/similar-Cancelled
Cartoon
|
|
first winner was canceled... /2009-02-22
On the basis of the 8th Tabriz international cartoon contest 's jury agreement and their request,the reward of the first winner was canceled because of having
similarity.
|
birincilık
iptali.../2009-02-22
8 nci tabriz karikatür yarışmasında birincilik ödülü kazanan arkadaşımızın karikatürü juri istek ve kararına göre benzerlik nedeniyle
iptal edilmiştir...
|
Source :Ayrıntılı
bilgi için Tıklayınız- Click Here rahimcartoon...>>
|
First
prize of "No War" is canceled due to a similarity... |
|
To the organizers and participants of 8th Tabriz International Cartoon
Contest: Following your decision on cancelling my win at the 8th Tabriz International Contest "No
War" in IRAN, I want to claim that I have never seen similar works to my work before the
contest.
The oversight or maybe just mistake the jury had made choosing and rewarding my work was eventually a bitter punishment for me as for an artist. Nobody tried to contact me and explain the
situation. Nobody was interested to hear my opinion.
I could easily understand the situation that my work is rejected during preliminary selection but it is really outrageous to do that after announcing the winners of the
contest. I thought that decision of the jury is irrefutable and
ultimate. I was wrong. Cancelling my win after giving me the prize is just like accusation of
plagiarism.
I hope that you will be so kind to publish my letter on your
website.
I'M WINNER !!!!!!!!!!!!!!!!
Sincerely
yours,
Wlodek Wasilewski |
My dear friend and collegue Wlodek
Wasilewski,
As Jury members of 8th Tabriz International Cartoon Contest - "No
War", first of all V.Kazanevski and I selected your cartoon
work. Personally I think that your cartoon is the best one among all cartoon works of the
Contest. But after the other variants of your work (that were drawn
before) were placed in
we all changed our minds, and of course this work couldn’t be considered as a
prize-winner. According to common opinion and decision of the Jury your work was called
“similar”, but not “plagiarism”. It was written like that “Jury doesn’t think that the cartoon work of Wlodek Wasilewski is
plagiarism, noting high artistic performance of the author”.
There were a lot of such cases in cartoon sphere and always will be. None of us are guaranteed for such
cases. I hope you understand this unpleasant situation. It couldn’t be considered as a positive case for Jury
members, organizers and for the Contest in whole.
The Head of the Jury Mr. M.Zlatkovski noted in his official
decision: “On behalf of Jury members I apologize for not knowing ALL millions of cartoon works created by
humanity”.
I place your letter and my answer on our website by your request. I think it would be
objective.
Best wishes,
Bayram Hajizadeh
The member of jury of 8th Tabriz International Cartoon Contest.
The President of Azerbaijan Cartoonists’ Union |
Click
Here...>>azercartoon |
|
|
Uluslararası
Zeytin Karikatür Yarışması Komitesi'nden ikincilik ve özel
ödüllerin Benzerliği...
|
|
Uluslararası
Zeytin Karikatür Yarışması Komitesi, Türkiye'den M.A. Ve
A Enin; Rusyadan A. F.nin yaptıkları yazılı itiraz
neticesinde, yarışmada
ikincilik ödülü kazanan Dechko Nikolov (Bulgaristan) ve özel ödül
kazanan Kürşat Zamanın (Türkiye) karikatürlerinin daha once
çizildiği saptamıştır.
Bu konudaki benzer karikatürler ilişikteki dosyalarda ve bu web
sayfalarında mevcuttur:
http://www.cartoonstock.com/newscartoons/cartoonists/thl/lowres/thln75l.jpg
http://www.cartoonstock.com/lowres/mgu0090l.jpg
http://www.burdurmuzesi.gov.tr/
Bu durum neticesinde sözkonusu çizerlerin ödülleri iptal edilmiş
ve seçici kurul degerlendirme tutanagında en çok oy alan bir
sonraki karikatürcülerin
eserlerine ödül verilmesi kararlaştırılmıştır...
Kesin ödül listesi şşöyle
oluşmuştur:
First Prize: Anton Buzetti (Slovenya), Second Prize: Vladimir Stankovski (Serbia),
Third Prize: Atilla Ozer (Turkey)
SPECIAL PRIZES:International Journal of Comic Art Special Prize: Valentin Georgiev(Bulgaria),
Allesandro Gatto (Italia), Pavel Constantin (Romania), Cartoon Foundation
Special Prize: Muammer Kotbaş (Turkey), Igor Vartchenko (Cyprus), Shivin
Gholipoov (Iran), Yuri Manaev (Russia), Paolo Dalponte (Italia), Heidi
Trautmann (North Cyprus)
|
GIRNE BELEDIYESI KIBRIS TÜRK KARIKATÜRCÜLER DERNEGI YARIŞMA
KOMITESI cakmak@kibris.net
|
|
Benzer Karikatürler Üzerine...
|
|
|
|
Saygıdeğer Karikatürcü dostlarım ; |
Bu
yıl düzenlenen , 2008 Aydın
Doğan Karikatür yarışmasında
kazanmış olduğum ve bazı
karikatür sitelerinde benzeri ile yan yana
resmi koyulan karikatürüm ile ilgili açıklama
yapma gereği durumunda
kaldığım için üzgünüm, bu
durumla anılmak istemezdim. Biraz geçte
olsa bu konudaki düşüncemi sizlerle
paylaşmak istedim. |
Öncelikle
çalıntı ve kopya karikatüre, yani
; Emek hırsızlığına
karşı olduğumu belirtmek
isterim. İnternet denilen küresel sergi
salonunda, tüm karikatürler herkesin gözleri önünde. Hepimiz dünyanın her bir köşesinde çizilmiş olan bir karikatürle karşılaşabiliyor, izleyebiliyoruz. Bu durumda kopya bir karikatürün zaten ortaya çıkmaması olanaksız . Ancak fikrimce benzer karikatürlerin çizilmesi, düşünülmesi kaçınılmazdır. Zira biz karikatürcüler,yarışmalarda aynı konular üzerinde düşünüp yoğunlaşan,benzer düşünce yollarına sahip, olaylara yakın pencerelerden bakan insanlarız. Bu sebepten bile olsa
bazen aynı karikatürde karşılaşma ihtimalimiz yüksek oluyor. Bildiğim kadarı ile maalesef ilk kez ben de böyle bir durumla karşılaştım. Hiç bir arkadaşımın bu durumu yaşamasını istemem. Ama çoğumuzun bir kez de olsa bunu yaşayacağımızı tahmin ediyorum. Bu yazıda, çizmiş olduğum karikatürün daha önce çizilenle benzerliğini,bakış açısını, düşünce farklılığını, benzer olup olmadığını savunmayacağım. Zaten sizler bunu görüp değerlendirdiniz.
Sadece şunu belirtmek isterim ki ; Ben , bir başka insanın zihnini patlatıp, odalara kapanıp, düşünüp, gözleri kızarıp, uğraşıp bularak çizdiği bir karikatürün benzerini tekrar çizip, bir yarışmaya göndermeyi, bir insanın cüzdanını çalmakla eşdeğer tutuyorum. Bu sebepten dolayı başka bir arkadaşın daha önce çizdiği bir karikatürün, bilmeden de olsa benzerini düşünüp, bulup çizdiğim için kırmamak adına ondan özür dilerim.
Bu arada,dünyada çizilen benzer karikatürleri, benimki de dahil, bulup,insanlarla paylaşan, Karikatür camiasını bu konuda dikkate davet eden ve bizlere bu konuda açıklama yapma fırsatı yaratan değerli karikatürcü abilerimize ve karikatür sitelerine teşekkür ederim.
|
Temmuz 2008-Antalya/Kürşat ZAMAN
|
|
|
|
|
|
Kürşat
Zaman'dan Turizm Konulu Karikatür Yarışmasına
Similar Açıklaması... |
|
|
Değerli
karikatürcüler ;
Geçtiğimiz günlerde Antalya Karikatür Yarışması'nda
özel ödül kazanan çizimim daha önce başkalarınca düşünülüp
çizilmiş. |
|
|
|
Maalesef ben bunu,ancak benzeri ile birlikte
yayınlanınca gördüm.
Benden önce bu konuyu düşünüp çizen sn. Ahmet Aykanat'ı
arayıp, üzüldüğümü belirttim ve bu durumdan dolayı
kendisinden özür dileyip, hemen ödülü iptal ettireceğimi
söyledim.Fakat kendisinin beni konuşarak ikna etmesi
sonucunda bu kararımı uygulamadım. |
|
Fakat gectiğimiz günlerde,benim içinde bulunmadığım
bir sanal ortamda (facebook) , hakkımda
hırsızlığa kadar varan seviyesizce ve suçlayıcı
yazıların yazıldığını duyunca
bu açıklamayı yapmaya lüzum gördüm.
Bilinmesini isterim ki;
Benzerlik konusunda hassas davranan sitelerden,kişilerden
evvel, düşündüğüm bir karikatürü önce ''kendi
zihin süzgecimden'' geçiriyorum.
Herkesten önce kendi vicdanıma karşı sorumluyum.
Ne başkasının karikatürünü alıp çizecek
kadar şeref,
ne de buna tenezzül edecek kadar fikir yoksunuyum.
50-60 kadar ödülüm var ve bunlardan 4-5 tanesi similar çıktı
bu güne dek.
Bunları da sanat kazası olarak görmenizi isterim.
Aklınıza başka bir şey gelmesin.
Bununla birlikte ; Konular aynı oldukça,nadir de olsa aynı
karede karşılaşacağımız fikirler çıkacaktır.Sanırım
bu durumla hiç karşılaşmamanın tek yolu da
,hiç çizmemek.
Aynı karelerde değil,aynı ortamlarda
karşılaşmak dileği ile ...
İyi günler.
24 Mart 2011 17:10 /Kürşat ZAMAN
|
|
|
Değerli karikatürist arkadaşım Kürşat,
Karikatür çizimlerinde,sanatçıların eserleri arasında benzerlikler olması anormal bir durum değildir.Sen müsterih (rahat) ol.Benzer karikatürleri yanyana koyup baktığımızda,her iki karikatürden hangisinin önce hangisinin sonra çizildiğine bakılır. |
|
|
|
Sonra çizilende,önce çizilenden alınma çok benzerlik taşıyan (kopyası gibi) çizim varsa,her halde sen de öyle çizimlere kopya değil diyemezsin.Senin karikatüründe öyle bir durum yok.Seni başarından ötürü kutlarım.Ahmet Aykanat arkadaşımın sana karşı tutumunu da alkışlıyorum.1966'da Kanada Montreal 3. Uluslar arası Karikatür Yarışması'nda Büyük Ödül sahibi olan çizerimiz ERDOĞAN ÖZER'in yarışmayı kazandığı karikatürü gören galiba Burhan Solukçu ağbimizdi;bu karikatürü daha önce ben çizdim,benden almış ve yarışma kazanmış diyerek,Erdoğan Özer'i töhmet altına bırakmıştı.Buna karşılık Erdoğan Özer,kopya etmediğini,bilmeden aynı konuda karikatür çizdiğini söyleyerek karşılık vermiş;aldığı uluslararası ödül Erdoğan ağbiye zehir olmuştu.Burada Kürşat Zaman'ın,Ahmet Aykanat'la yaşadığı olay bana geçmişte yaşanmış bu olayı anımsattı.Ancak Ahmet
|
arkadaşımızın olaya yaklaşımı,Kürşat'ın yazdıklarına göre,takdire şayan bir davranış.
24 Mart 2011 18:27 / Tevfik Yener ÇAKMAK
|
|
|
Sevgili kürşat, |
|
|
|
bence kendine haksızlık ediyorsun.Unutma sen genç yaşında bir sürü başarıya imza attın.Bu eleştirilere aldırmamanı öneririm,ödülü vermen konusuna gelince azınlıkta ve kötü niyetli kişilere koz olacağını düşünüyorum. Bu sefer bak kürşat verdi bu vermiyor(bu benim görüşüm) facebook'a karikatür sitelerine gelince o kadar ruh hastası adam varki sabahtan akşama kadar dolaşır herkese sataşır meslektaşını küçümser, sahte isimle yorum yapar ah şunun similar'ını veya hatas'ını bulsam deyip gece gündüz inliyen az sayıda kişiler var, bunları takarsan işin zor (buda nedense sadece bizde
var).Abin olarak tavsiyem kimseye cevap verme hatta buraya bile yazma gereği duyma ileride senin tezgahına gelip çay içip 10 dakka sonra internette eleştiren,ödül aldın
diye telefonda tebrik edip hemen albümleri karıştıran,bilmediğin halde yaptığın hatadan enerji alan,ve |
|
hatta ismini duymadığın sonradan
karikatürcü olduğunu öğrendiğin seni eleştiren meslaktaşların olabilir.Bunlara aldırmadan sadece çizmeye üretmeye devam derim.Ayrıca similar hırsızlık ise hanğimiz hırsız deyiliz ki .Nice ödüllere kardeşim gözlerinden öpüyorum...
24 Mart 2011 22:24 / Ali ŞUR |
|
cartoonistturkey |
|
|
Ödül avcılığı
ve çiğnenen fikrî haklar...
Levent Elpen
|
Mizah dergilerinin ve karikatüre emek verenlerin örgütlerinin eski işlevlerini yitirmesi ve "kalite" unsurunun giderek yozlaşması yüzünden, bugün, karikatürden bir şekilde geçimini sağlamak zorunda olan çizer, mecburen "ÖDÜL AVCILIĞI"na yönlen(diril)mektedir. Bu durum, karikatür ve mizah sanatında son yıllarda yaşanan yozlaşmayı daha da arttırmaktadır.
Mizahı, sadece sahne şaklabanlığı ve küfürler manzumesi zanneden bir toplumsal yapıya doğru evrildiğimiz şu günlerde, bu yapıya ve mantaliteye ulaşılmasında ucundan kıyısından sorumluluğu olan Türk karikatür (ve mizah) sanatının topyekûn, geçmiş ve günümüzdeki hatalarını, sorgulama vakti, geldi de geçiyor.
Zira, geçmişte, özellikle mizah dergilerinde ve basının bir kısmında, "işlerin baskıya acele yetişmesi" telâşıyla, göz ardı edilen sanatsal kaygılar ve etik, bugünkü kangrenleşmiş sorunların baş sebebidir. Şöyle bir dönüp bakacak olursak, bir zamanlar nasıl olsa yabancı mizah ve çizgi roman dergilerini görme şansı bulunmadığına inanılan Türk amatör okur ve çizerlerini kandırırcasına, mizah dergilerimizde çizen anlı şanlı çizerlerimizin, yabancı çizgileri neredeyse hiç bir değişiklik yapmadan aynen, aynı üslupta kullanıp, kendi çizgileri veya üslupları imiş gibi meşhur olduklarına tanık olduk. Ünlü bir mizah dergisine amatör olarak karikatür göstermeye gittiğimizde, bize, bir yabancı çizeri "usta" olarak belirleyip, onun çizgilerini "taklit ederek" bir yerlere gelme tüyosu veren çizgi fukarası "ünlü mizahçılar" gördük. Demek ki, bunlar, o zamanlar, vakayi âdiyeden sayılıyordu ki, bu kadar rahat ve uluorta dillendirilebiliyor
du. Sonraları, özellikle 1990'lı yıllarda, bilhassa Heavy Metal gibi yabancı çizgi roman dergilerindeki çizgileri keşfettikçe, anlı şanlı çizgi ustalarımızın, nerelerden nasıl çizgi üslubu "edindiklerini", ağzımız bir karış açık olarak izledik ve gittikçe karikatürden de, mizahtan da uzaklaşmaya başladık.
Oysa karikatürün ve mizahın ele avuca sığmaz muhalif gücü bizi yeniden karikatür ve mizah alanına çekmeye başladığında, kalkıp, bizlere "çizgi sorgulaması" yapanlar çıktı. "Cin Ali çizebiliyor musun" mantığıyla, geçmişte arak üsluplarla köşe dönenler, daha önce sırf bu yüzden uzaklaşanları küçümsemeye başladılar, belki de. Bu arada arakçılığın sınırları genişlemiş, dünya çapına yayılmış ve mizah dergilerindeki rant, dünya çapındaki yarışmalara kaydırılmıştı. Şimdi de nasıl olsa, dünyanın bir köşesindeki yarışmaya bilmem hangi tarihte gönderilmiş, dünyanın
bilmem neresindeki çizerin karikatürünü nasıl olsa hatırlayan çıkmaz, mantalitesi egemen olmaya başlamıştı. Geçmişin mizah dergisinin mizah ve espri ruhundan yoksun ama arak üslupla çizgi "kuvvetlendiren" rantiyesi, günümüzde karşımıza "ödül avcısı" olarak çıkmaktadır.
Bu durumu, kesinlikle, birbirinden habersiz benzer karikatür yapan çizerlerden ayırmak gereklidir. Evet, karikatürün doğasında, bu vardır. Özellikle toplumsal eleştiriye yönelik konularda, toplumsal içerikten dolayı pek çok benzer konu ve üslup görülebilir. Ancak, şöyle bir dünya yarışma karikatürleri ufku tarandığında, durmadan ve durmadan, "benzer" karikatür üretmiş ve bunu adeta bir kazanç vasıtası yapmış, bu durumdan faydalanmış çizerlerle karşılaştığımızda, "Bu kadar da tesadüf olmaz" dememiz gereklidir. Çünkü birbirinden habersiz çizimlerin bu kadar sıklıkla tekrarlanması , hayra alamet olmadığı gibi, masum bir tesadüf de olamaz.
Elbette, konunun can alıcı noktası, sadece etik kaygılar değil, aynı zamanda, fikrî haklar konusundaki bilinç yoksunluğu olarak görülmelidir. Zira, ülkemiz, özellikle görsel sanatlar alanında, bu meselede oldukça geri bir konumdadır. "Telif"i, sadece mizah dergisi yöneticisinin amatör çizere verdiği üç beş kuruşluk bir sadaka gibi gören anlayış, elbette daha sonra bu tip rahat kazanç alanlarına yönlenmekte bir sakınca görmeyecektir. Fikrî haklara tecavüzün, hem ülkemizde, hem de dünyada önemli ve ağır bir suç teşkil ettiğini, yüklü tazminat miktarlarına konu olduğunu, son yıllarda daha yeni yeni öğreniyoruz. Oysa, 1883'den beri dünyada, 1910 ve daha sonra 1952'deki yasal düzenlemelerle, ülkemizde, fikrî haklar, ciddi koruma altındadır. Hem sadece edebiyat ve müzik eserleri değil, görsel sanatlara ilişkin eserler de... Oysa, bizim çizer ve görsel tasarımcı milleti, çizdiğini ve tasarladığını bir yere ucuz miktarda "satıp" bir kere eline para geçince, sonrasını göz ardı ediyor, ipin ucunu bırakıyor. Bir kere, üretilen eserde, çizerin ve tasarımcının sonsuza kadar hakkı bulunmaktadır. Alacağı ücret, ancak, "belirli bir süre sınırlaması ile eserinin kullanım hakkı karşılığı"dır. Fakat buna karşılık, özellikle, karikatür ve çizgiye yönelik işlerinden alacağı ücretin, "sigortalı çalışmaya" bağlı olması gerektiğini düşünen çok sayıda çizer ve tasarımcı arkadaşımız bulunmaktadır. Böyle düşünenler, ürettikleri eserleri çalıştıkları müessesede kuzu kuzu bırakıp, arkalarına dahi bakmadan zamanı gelince ayrılmakta, maddî ve manevî haklarının peşine düşmemektedirler. Bir edebiyat ve müzik sanatçısına kalsa ortalığa kök söktüreceği durumda, bir görsel sanatçı, her nedense, "Kuzuların Sessizliği"ni oynamaktadır.
Bu durumun belki de en önemli sebebi, görsel sanatlar emekçisinin, bilhassa karikatürcünün (ve mizahçının), genellikle, hemen tamamen görsellik, karikatür ve mizahı, bir meslek olarak yapmaması, başka mesleklerden temel geçimini sağlayarak, görsel sanatları "yan" bir işmiş gibi icra etmesidir. Bu yüzden, görsel sanatlar alanı, bu tipteki çizerler için, "Sadece kaybedilecek bir alan"dır.
Çizer ve tasarımcı da, tıpkı edebiyat ve müzik eseri sahibi gibi, "fikrî mülkiyeti" olan kişidir. Yatımız, katımız, arabamız olmayabilir ama bizim en değerli hazinemiz, ürettiğimiz fikir ve sanat ürünleridir. Bu hazinemizi çok iyi ve dikkatli biçimde korumalı ve başka sanatçı arkadaşlarımızın benzer haklarına aynı saygıyı göstermeliyiz. Çünkü, "Tuz da artık kokmaya başlamıştır"...Levent Elpen
Not: Bu konuda fikir ve tecrübelerimizi genişletmek için özellikle karikatür sitelerinde bu konunun tartışılmasının iyi olacağını düşünüyorum. Bu itibarla, makaleyi bir tür bildiriye çevirmek, öneri ve görüşleri almak için karikatür sitesi sahibi arkadaşlara çağrıda bulunuyorum.
L.E.
|
01 Ocak 2009 Perşembe 16:40 / Levent Elpen
- Karikaturculer-iletisimgrubu
|
|
|
Karikatür
Sanatında, Konu Benzerliği... |
Benzer karikatürler ve yurtiçi yarışmalar…
Ben günlük karikatür çizen bir çizerim.
Çizilip çizilmediğini unuttuğum ve kendi düşüncemmiş gibi çizdiğim karikatürüm olmuştur.
Bu tür karikatürlerde zaten çokça şekilsel farklılıklar vardır.
Direk bu karikatürlere kopya demek yersizdir bence…
Sanatçıyız ama bunun yanında insanız… |
|
|
İnsanın
bulunduğu ortamda da hata kaçınılmazdır. Önemli
olan sanatçının kendi kendine tespit ettiği bu
hatadan geri dönmesidir. Gerçek sanatçının yapması
da gereken budur.
Karikatür sanatında, konu benzerliği olduğu gibi
şekilsel benzerlikte olmaktadır.
Anatomi çizimi olmayanlar ve acemiler genelde şekilsel
kopyalamaya eğilimli olmaktadırlar.
Doyuma ulaşan veya konu kısırlığı çeken
usta sanatçılarda, düşünmeye kendilerini zorlamak
istemediklerinden dolayı kopyalama yöntemini seçmektedirler
maalesef. |
Mahkûmların kürek çekmesi, çığlık, ıssız
ada, elinde kuru kafa -Shakespear, idam mangası vb. kalıplar
şimdi var, daha sonrada olacaktır.
Burada önemli olan o simgeleri sanatçı özgün çalışması
içinde kullanmasıdır.
Değerli çizer Muhittin Köroğlu'nun bir eserindeki idam
mangası, açılan kapıdaki
ışığı veya ışıktan gelecek
birini kurşun yağmuruna tutmak için beklemesi, buna güzel
bir örnektir.Burada idam mangası anonim ama konunun tamamı
özgündür.
25.Aydın Doğan Karikatür yarışmasında
birinci olan Ahmet Öztürklevent, kürek mahkumları
esprisini başka bir varyasyonla çizmiş ve mansiyon ödülü
kazanmıştır. Konu olarak ta aralarında hiçbir
bağ yoktur. Şimdi bu olaya “sanatçı kendi
kendisini kopya etti” mi diyeceğiz?
Birde olaya tesadüf etme ihtimalinden de bahsetmek lazımdır.
Boyle ve Mariotte aynı çağda yaşamış,
birbirlerinden haberleri olmadan aynı fizik kanununu bulan
bilim adamlarıdır. O yüzden kanunun tamamına Boyle-Mariotte
denilmiş ve her iki tarafın hakkı teslim edilmiştir.
Karikatürde de bu durum söz konusu olabilir. Böyle durumlarda
yorum yaparken bu durumu da göz önünde bulundurmak gerekir.
Yukarda bahsi geçen ihtimaller ve birebir kopyacılar
olabileceği göz önüne alınarak jüriler 7–8 kişiden
oluşturulur.
Bu kadar fazla olmasının nedeni , iki üç kişinin
kaçırdığını diğerleri yakalasın
diyedir. Böylece kimsenin emeği kimseye geçmemiş olur.
İşte benim ve birçok kişinin üzerinde durduğu
konu, yurtiçi yarışmalarda jürilerin dikkatsiz
davranmaları sonucu oluşan haksızlıklardır.
Hedef ve amaç, yurtdışı yarışmalarda görülmeyen
bu tür hata ve haksızlıkları minimuma indirmek
olmalıdır. |
05 Haziran 2008 Perşembe /
Karadenizmizah Nizamettin Mollasalihoğlu |
|
|
Sevket YALAZ'dan
Örnek Davranış... Mordoğan'da Kazandığı
Birincilik Ödülünü İade Ediyor!
|
|
Şevket
YALAZ'dan "Fair-Play"lik Bir Davranış!
|
Bir süre önce düzenlenen 4. Mordoğan Karikatür Yarışması'nda
büyük ödülü kazanan Şevket Yalaz, çizdiği karikatürdeki temanın Sinop'ta düzenlenen karikatür yarışmasında
ikincilik ödülünü alan Kürşat Zaman'ın çizdiği karikatürüyle benzer olduğunu,
bu konuda internet ortamında şahsına yapılan "gönderme" ile öğrendiğini belirtiyor.
Her iki karikatürü karşılaştırdığında bu benzerliğin kendisi için "üzücü" olduğunu ifade eden Şevket Yalaz,bu nedenle kazandığı ödülü Mordoğan Karikatür Yarışması organizasyonuna iade edeceğini
ve etik olarak en doğrusunu yaptığını dile getiriyor.
"Benzer-Taklit" tartışmalarının yoğunlukta yaşandığı son günlerde, aynı karikatürle iki yarışmaya
katılıp ikisinde de ödül kazanan bir çizer arkadaşımızın "ne yapması gerektiği" konusunda tartışmalar sürerken, Şevket Yalaz'ın bu kararı (üstelik Büyük Ödül olduğu halde) gerçekten takdir edilecek bir davranış. Bu jestin, aynı zamanda bazı arkadaşlarımıza da örnek olmasını diliyoruz.
2007.08.17 - 19:53:58
kaynak : donquichotte
|
|
Yunus
Nadi Karikatür Ödülü 2009 Benzerleri üzerine...
|
|
Bu
Kez Mizah Haber Blogunu da Haber Yapan Bir "BENZER"
Karikatür Vakası... |
Mizah
Haber'de BENZERİ
ve Hatta BENZERİNİN BENZERİ Yayınlanmış
Karikatüre 2009 YUNUS NADİ ÖDÜLÜ! |
İşin samimi gerçeği; benzer karikatürlerden
de, benzer karikatür haberlerinden de fena halde sıkıldığımız,
bıktığımız için bunları çok
yakından takip eden blog ya da sitelerden biri değiliz...
Ancak dün Karcomics Sitesini hazırlayan İsmail
Kar'dan bir mail aldık. Bu mailde yer alan
"benzer karikatür" haberinde, Mizah Haber'de
Kürşat Zaman arkadaşımızın 10
Şubat 2009 tarihinde yayınlanmış
karikatürünün Ali Şur tarafından çizilmiş
benzerine "Yunus Nadi Karikatür Ödülü"
verildiği alt alta konmuş iki karikatür örneğiyle
gösteriliyordu... Oysa daha Cumhuriyet gazetesi bile bu yılın
ödül sonuçlarını henüz ilan etmemişti.
Bu yarışmanın katılma süresinin uzatıldığı
haberini ilk kez yayınlayan Mizahhaber'e bile ödül
sonuçları daha ulaşmamıştı. Peki
bu haber nerden öğrenilmişti?.. Anlaşılan
oydu ki benzer karikatürü ödül alan Ali Şur, ödül
almanın heyecanıyla kendi haberini karikatürcüler
grubuna kendi ileten karikatürcülerden olmuştu.
Oysa bu ödülü onunla paylaştığı
bilgisini aldığımız Ahmet Ümit
Akkoca'nın karikatürünü bile henüz görmemiştik.
Görüldüğü gibi internet çağında her
şey o kadar hızla gelişiyor, o kadar hızla
ortaya çıkıyor ki, artık sonuçlar bile
size yetişemiyor... |
|
|
Karikatürün dışında pek çok dalda da her yıl verilen Yunus Nadi Ödülleri, ülkemizin en saygın ödüllerinden biridir. Bu yarışmada sadece tek bir ödülün verilmesi, yarışmaların ana karakteri olan; "birincilik, ikincilik, üçüncülük" gibi ödüllerin ve diğer ödüllerin olmaması jürinin işini baştan zor hale getiriyor. Sanırız biraz da o yüzden yarışma jürisi son yıllarda ödülü iki karikatür arasında paylaştırarak bu duruma çözüm bulmaya çalışıyor. Yarışmalarda fazlasıyla "güncel" olan konulara sahip karikatürlerin ödül alması çoğu zaman sorun olmuştur. Çünkü henüz sıcaklığını koruyan ve bu sıcaklığın kısa bir süre sonra geçeceği karikatürlerin benzerlerinin olma olasılığı daha yüksektir. Anımsıyoruz ki, Ali Şur arkadaşımız daha geçenlerde "Pursaklar" adlı belediyenin açtığı karikatür yarışmasında aldığı ödülü "iade ettiğini" açıklamış bir arkadaşımız. Üstelik iyi bir MİZAHHABER izleyicisi olduğunu da, katkılarıyla biliyoruz. Akla kolayca gelecek bir espriyi çizmiş. Ama işin ilginç yanı, 10 Şubat'ta Kürşat Zaman tarafından çizilen bu karikatürün bir benzerini bize kısa süre sonrasında bu karikatürden haberi olmadan aynısını çizen Vahit Akça da iletmişti. Vahit'in karikatürünü de altına eklediği "BENZER KARİKATÜR" yazısıyla 11 Şubat 2009 tarihinde kullanmıştık. |
Yani anlayacağınız, benzerinin benzeri bile sadece bir buçuk ay kadar önce yayınlanmış bir karikatüre ödül verilmiş durumda.
Dediğimiz gibi, yarışmaların giderek anlamını yitirmesine neden olan bu "benzer" karikatür vakalarından da, bunun takipçiliğinden de sıkıntı gelmiş bir haldeyiz. MİZAHHABER'de yayınlanmış bir karikatürün benzerinin ödül aldığı internet ortamında haber yapıldığı için ister istemez topa girmek durumunda kaldık. MİZAHHABER'de yayınlanmış 2 karikatüre sahip çıkmak durumundaydık sonuçta.
Takdiri bu yarışmanın, her biri Türk karikatürünün büyük ustası olan değerli jüri üyelerine ve kendi ilettiği ödül haberiyle bu durumun daha erken ortaya çıkmasına neden olan Ali Şur arkadaşımıza bırakıyor, bu işin gerçek uzmanlarını düşünerek aradan çekiliyoruz... |
Yunus Nadi Karikatür Ödülünü Ahmet Ümit Akkoca ile
paylaşan Ali Şur MİZAHHABER'de benzeri
çıkan 2 karikatür ve Oğuz Gürel'in benzer
karikatürü üzerine MİZAHHABER'e aşağıdaki
şu açıklamayı gönderdi, aynen yayınlıyoruz...
Ali'nin iyi niyetine inanmak istiyoruz, sanırız
asıl sorun çok "güncel" ve henüz sıcaklığı
süren bir konuda karikatüre ödül vermekten kaynaklanıyor... |
Çarşamba, Mart 25, 2009 /MizahHaber
Cihan DEMİRCİ |
|
Yunus
Nadi Ödülü 2009 için Ali ŞUR'un Mizah
Haber'e Açıklaması... |
Sevgili Cihan Demirci; benim bu karikatürüm 2 aydır
facebook sayfamda yer almaktadır bu karikatürleri de
biliyorum. Bu karikatürüm benim sayfamdaydı
ertelenince sayfadan çıkarttım ödül aldıgımda
tekrar sayfaya koydum gönderme tarihi 9 şubat kargo
kagıdı elimde telefondan haber gelince tabi ki
bunu arkadaşlarım ile paylaşacagım ilk
internette yayınlanan karikatür benimki tabiki
hepimiz aynı şeyi düşünecegiz konu güzel
adama soruyorlar abi elektirik yok buzdolabı veriyor
başkasına soruyor bakalım buzdalabımdan
çıkan oylar kime gidecek anında not aldım
yani espirini asıl sahibi köylü yanlız düşünülmeden
sorulmadan yapılan eleştiriler insanı üzüyor
yürek rahat olacak haklıyken haksız durumuna düşüyorsun
tekrar söylüyorum o karikatür facebook sayfamda 2 aydır
sergileniyor ayrıca Oguz Gürelin gazetesini okumam mümkün
deyil, doslukla.. |
|
|
25
Mart 2009 Çarşamba MizahHaber
/ALİ
ŞUR |
|
Benzerlik
Eşittir Çalıntı Değildir... |
|
|
Ali
Şur un açıklamalarını ve diğer
yorumları okudum..en başta sürekli birbirine
karıştırılan
benzer karikatür-çalıntı konusunda şunu
söyleyeyim.. benzer karikatür eşittir çalıntı
karikatür değildir..sürekli bunları aynı
şeymiş
gibi göstererek bir yere varamayız..hele sapla samanı
karıştırarak bir yere hiç varılamaz..burada
konu ne benim çizdiğim gazete ne de diğer örneklerin
yayınlandığı site veya
sitelerdir..nerede değil ne çizildiği
önemlidir..bunu tartışırsak konu başka
yerlere gider..burada ödül alan karikatürün benzerlerinin daha
önce yapıldığı önce ya da sonra
belgeleniyor..ve bunda da amaç ödül alan çizeri hedef almak
değildir..
ödül alan kişi ben de olsam gazete karikatürü
tarzında bir çalışmanın
ödüllendirildiği görüşüm değişmez..ama bu
jürinin takdiridir ve bunu da derinlemesine yorumlamak doğru
olmaz..
ben o gazeteyi okumam o siteye bakmam demekle haklı
olduğunuz bir konuda daha da haklı olmanız pek
mümkün olmaz.. |
o
yüzden kurumları veya kişileri tartışmaktansa
benzer karikatür konusunda daha açıklayıcı veya
aydınlatıcı olmak daha doğru olur..oğuz
gürel in çizdiği yayın organını okumuyor
olabilirsiniz ama ben de facebook u okumuyorum.. nerede değil
ne çizdiğiniz önemlidir bazen..
benzer şeyleri düşünmek benzer işlerin
yayınlanması benzer işlerin ödüllendirilmesi ne
ilk ne ne sondur..bundan sonra da olacak..
ama sapla samanı birbirine karıştırarak bir
yere varabilmek mümkün olmaz..benzer çalışma
the new york times ' da yayınlansa o
çalışmanın orada yayınlanmış
gerçeği değişmez.. |
25
Mart 2009 Çarşamba 18:40 karcomics magazine / oğuz
gürel |
"YUNUS
NADİ" ÖDÜLLERİ Üzerine
Birkaç Cümle...
|
Ali ŞUR Arkadaşımızın birincilik ödülünü
Ahmet Ümit AKKOCA ile paylastığı karikatür,aslında "editorial" (günlük siyasi karikatür) anlamda günceli yakalayan bir karikatür.
ama görüyoruz ki, başta Kürsat ZAMAN ,Ercan AKYOL, Vahit
AKÇA ve Oğuz GÜREL olmak uzere bircok cizer tarafindan da cizilebilen veya cizilebilir bir karikatür. |
|
|
Bazi il valiliklerinin açık rüşvet olarak vatandaşlara dağıttıkları beyaz rüsvetin
karikatüre dönusmesi pek te parlak fikir olmamakla birlikte
günceli yakalamasi acisindan basarili sayilabilir..
Gelin görün ki; yilda bir düzenlenen ve "yunus nadi" gibi önemli bir
karikatür yarismasinda "editorial" bir karikatürün ödüllendirilmesi
yarisma etigi acisindan ne derece dogrudur, onu tartismak gerekir.
yarisma jurisine baktigimizda tümü usta cizerlerden olusuyor.
yillardir saygin bir cizgide süren yarismada sadece tek bir ödülün veriliyor olmasi
jurinin isini daha da zorlastiriyor süphesiz, ancak... |
Böylesine misyonu büyük bir yarismanin ödülünün "yerel secimleri" baz alan dar bir
bakis acisiyla sinirlandirilmasi dünyadan kopuk, sadece ülke sinirlari icinde
hapsolmus bir mizah anlayisinin da ödüllendirilmesidir
kanimizca..
Bir türlü yarisma düzenleyen kurum ve kuruluslari, yarisma boyunca gelen
karikatürleri internet ortaminda olusturulacak bir sanal galeride sergilemeyi
ve olasi "similar-benzer" kazalari önleyebilmeyi anlatamadik gitti.
bu yöntemle devam edildigi sürece, "similar" karikatürler hep
cikacak, biz de istemeye istemeye hep yayinlamak zorunda
kalacagiz. |
|
2009.03.25
- 02:00:02 / don quıchotte
erdoğan
karayel |
|
Benzer
Karikatürler / Atila ÖZER |
|
|
Çeşitli ulusal ve uluslararası yarışmalarda bilinçli ya da bilinçsiz olarak benzer karikatürlerin çizildiği tartışmaları yapılmaktadır. Bunların son yıllarda ortaya çıkmasını internet ve iletişim araçlarının yaygınlaşması nedeniyle olduğunu düşünmekteyim. Geçtiğimiz günlerde arşivimde yaptığım bir araştırma sırasında gördüm ki bu tartışma son yıllarda değil, daha eskilerde de yapılmış. Konu ile ilgili rastladığım iki yazı aşağıdadır. Ayrıntılı bir araştırma yapılsa daha başka yazı ve haberlerin de bulunacağına inanıyorum. |
"ÖZÜR DİLEME"
Birinci sayımızın 69 uncu sayfasında çıkan karikatürün, Merhum Cemal Nadir’in bir eserinden, arka plan değiştirilmek ve yerine başka bir resim konulmak suretiyle aynen kopye edilmiş olduğunu, kimi idarehanemize kadar zahmet edip söyleyen, kimi mektup yazarak bizi ikaz etmek
lütfunda bulunan zatlardan öğrendik. Bundan bir müddet evvel Aydede refikimizin sütunlarında yer bulan bir karikatürün de böyle bir intihal eseri olduğu anlaşılmıştı. Basın piyasamızda son zamanlarda sık sık görülmeye başlayan bu çirkin hareketi önlemek için hadiseyi izah ederek takdirini okurlarımıza bırakmaktan başka çare bulamadık. Evvelce basılmış her yazıyı, her resmi görmek ve ezberinde tutmak beşer takatini aşan bir kudrettir. Bununla beraber, Cemal Nadir merhumdan intihal edilen bir karikatürü sütunlarımıza geçirmek mevkiinde bırakıldığımız için muhterem okurlarımızdan özür dileriz.
KAHKAHA siyasi aylık mizah mecmuası / Aralık 1948, Yıl:1, Sayı:2 |
"PAYLAŞILAMAYAN KARİKATÜR!”
Bir sabah erkenden kalkmış, divana kurulmuş bir elimde kahve fincanı yudumluyor, bir elimde sabah gazetesi okumaya çalışıyordum… Gazetenin sayfalarını karıştırırken gözlerim faltaşı gibi açıldı. Bir de ne göreyim. Kanada’da uluslararası yapılan “Montreal Star” yarışmasında Türk Karikatüristi Erdoğan Özer birinci seçimli. İşin ilginç yanı ise yarışmada kazanan karikatür benim 28 Haziran 1962 yılında Akbabada çizmiş olduğum karikatürün aynısı.
Bir süre hayretten dona kaldım, elimdeki kahveyi bile bitiremeden soluğu sokakta aldım…Yolda rastladığım arkadaşlarıma durumu anlatarak hayretimi ifade ederken onların cevabı da beni çok hayretler içinde bırakıyordu…Zira bazı sanatçı arkadaşlarımda dahil olmak üzere “Evet o karikatürü Erdoğan Özer daha önce çizmişti.” diyorlardı… Oysa ben elimdeki Akbaba dergisini göstererek: “Nasıl olur karikatürü daha önce ben çizmiştim.” diye diretiyordum…
Uzatmayalım, aradan birkaç gün geçti. Tanıdıklardan ve bana hak verenlerden bir dostum durumu o günlerde Hürriyetin genel yayın müdürü olan Necati Zincirkıran beye nakletmiş ve benimle görüşmesini temin etmişti.
Yanına gittim. Olayı anlattım, o da bunu çok ilginç buldu. Resimler falan çektiler ve güzel bir yazı hazırladılar. Yanılmıyorsam bu yazı 2 Eylül 1966 tarihli Yeni Gazete’de (Sanat çevresinde büyük skandal ) başlığı ile yayınlandı…Bu ilginç yazıda olay, bütün detayları ile ve resimleri ile belirtilerek “Erdoğan Özer’in Burhan Solukçu’nun karikatürünü kopya ederek birinci seçildiği iddia ediliyor…” şeklinde kamu oyuna duyuruluyordu…
Aradan gene kısa bir süre geçmişti. Bir sabah çalıştığım dergiden içeriye adımımı atarken Cafer Zorlu:” işte Burhan geldi.” diye bağırdı. Meğer Erdoğan Özer, çok erken saatlerde dergiye gelmiş ve beni bekliyormuş. Aziz Nesin ağabeyin yayınladığı Zübük gazetesinin bir çok eski sayılarını da beraberinde getirmişti. Kısa bir tereddüt anı geçirdikten sonra tartışma konusu olan karikatürün daha önce Zübük gazetesinde yayınlanmış olduğunu bana göstererek, işin bir kopyacılık olmadığını
ispat etti…Bu durum karşısında çok mahçup oldum…Esasen ne yapabilirdim?...Artık olan olmuştu.. Ben de bu suretle büyük bir hata işlemiştim..
Kendisine aynı gazeteye giderek durumu tavzih ettirmesini tavsiye ettim. Ertesi gün Yeni Gazete’de “Erdoğan Özer’in bu karikatürü daha önce Zübük gazetesinde yayınlanmış olduğu yazıldı.” ve durum bu suretle düzelmiş oldu. Ne var ki bir hata yaparak bir arkadaşın başarısına gölge düşürmüş oluyordum…
Ama durun, durun dahası var… Aynı gün Turhan Selçuk bana telefon ederek daha evvel o karikatürü kendisinin çizdiğini, ancak Erdoğan Özer’le bir polemiğe girmek istemediğinden ses çıkarmadığını bildirdi..
Meğer ne de çok kişi çizmiş şu karikatürü..
(Burhan Solukçu’nun anısı / Nasrettin Hoca’nın Torunları, Ayhan
Yetkiner, İstanbul – 1973) kaynak
: atilaozer |
|
|
|
The Similarity in World Cartooning by Vladimir KAZANEVSKY - Ukraine |
|
|
"New" cartoons with the dominating of images without support of verbal have arisen in the thirtieth years of the twentieth century in the USA and in
France. The founders of "new" cartoons were O.
Soglou, S. Steinberg, J.M. Bosc, J.M. Folon.
Worrying signs of deep crisis in the "new" cartoon appeared in recent
years. The main feature is the emergence of a large number of
cartoons-clones or "secondary" cartoons. There were
discussions, which of the "secondary" cartoons can be considered
plagiarism, and which simply random coincidence. Plagiarism in the art can take a simple
theft. Frequent cases matches are characteristic sign of the crisis in the
"new" cartoon.
One indicator of the crisis in the "new" cartoons is discontinuing the Yomiuri International Cartoon
Contest. Officially announced, |
that
"contest has already made a significant contribution to the development of manga culture since it started in 1979. During its history of more than a quarter
century, the number of cartoon entries received totalled 289,554." Two years before the closure of the contest in the newspaper Yomiuri Shimbun were published the article
"Yomiuri International Cartoon Contest: New perspective may lead to fresh
ideas" by Professor Masashi Ueda.
The article stated that more and more artists send to the competition cartoons such as those who previously had
success. However, the author pointed out, one of the cartoons submitted for the
competition, proved so unusual, grotesque, almost all members of the jury voted for awarding the author of Gold Prize of Free
Event-Section. In the cartoon, monkeys hang from trees by their
hands, while a man hangs from a tree by his brain. The author concluded that
"this may reflect our belief that Yomiuri International Cartoon Contest is entering an era of
change. I think the contest will receive more cartoons that include free and fresh
ideas". But after two years this contest came to an
end.
To speak convincingly about the crisis of "new"
cartoons, will try to analyse the "essential" characteristics of
cartoons. Cartoon can be seen in terms of visual images, which built its
"semantic content". Interesting are also the
philosophical, social and other messages that the audience receives by this
cartoon. You can also consider methods that were used in the process of creating
"comical effect" of the cartoons.
Let’s consider the imaging world of "new"
cartoons. "Semantic content" of most cartoons based on the usual for spectators
images, at the same time, "convenient" for the creation of
"comic effects". Thus are the literary heroes (Don
Quixote.), heroes of animation and cinema (Mickey Mouse., Charlie Chaplin.), paintings
(Mona Lisa.), architectural structures (Tower of Pisa.) and many
others. In addition, there are also stereotypical
situations, such as man on desert island, man in the
desert, a lover in the cupboard. And here it is necessary to notice that the number of
"convenient" to create a cartoon images are not
infinitely.
Each cartoon bears a certain message to the spectator. Quite often such messages are based on current
information. For example, currently "fashionable" topics for cartoonists are the threat of terrorism in the
world, global warming, etc.
The creative process of establishing a "semantic
content" of cartoon is subordinated to the certain
laws. The act of creation studied well enough (Koestler, A. 1964). For
example, there is a two-stage model for the appreciation of jokes and cartoons
(Suls, J. 1972). Very interesting is An Affordance Theory Analysis of Cartoon Humor by Dean H. Owen (1988). Basic concepts of conceptual integration theory
(Fauconnier & Turner, 1994; 1998) include mental
spaces, frames, or cultural models, and mappings. The research by Alan F. Blackwell and T.R.G. Green (1999) suggests that graphical metaphor should increase the usability of visual programming languages by providing an instructional aid when learning to use the
language. General Theory of Verbal Humor by S. Attardo and V. Raskin (1991) means joke
similarity. We can use the main ideas of this great theory for cartoon art with
success, etc. Methods for creating cartoons are fairly
universal.
During the development of art of a "new" cartoon have been created
"primary" works. Combinations of the above elements of creative processes such as
images, methods and messages lead to creation by beginner cartoonists
"secondary" works. First of all this concerned creativity of artists from
China, Iran, Indonesia and others, where "new" cartoon originated relatively
recently.
Does this mean that the crisis in the art of cartooning will go
deeper? And are there a ways out of crisis? Of course there is. As noted by Professor Masashi
Ueda, "New perspective may lead to fresh ideas". Attempts to create new images in
cartoons, the original messages, embodied in the cartoons, the search of unusual methods of creating of
"comic effects" may allow other ways the development of
"new" cartoons. |
|
(Source
/ kaynak : Yeni Akrep (New
Scorpion)
Ekim- October 2008
Issue: 74 Sayı)
|
|
Similarities
or Plagiarism
Benzerlikler veya İntihal
|
|
Interview
with Julian Pena-Pai Julian
Pena-Pai ile söyleşi
|
|
|